İnsanlar arası sosyal iletişim göz temasıyla başlar.
Karşımızdaki kişi ile ilgili ilk izlenimlerimiz onun bakışları ile şekillenir. Bu nedenle etkileyici bir bakış, sosyal iletişimde anahtar bir rol oynar.
Yüz yaşlanmasının kendini ilk belli ettiği bölgelerden birisi göz çevresidir. Üst göz kapaklarında oluşan cilt fazlalıkları, yağ birikimleri ve alt göz kapaklarında oluşan torbalanmalar göz çevresindeki yaşlanmanın en sık görülen belirtileridir. Bu problemler her ne kadar basitmiş gibi görünse de üst ve alt göz kapaklarının hassas ve karmaşık anatomik yapısından ötürü çok dikkatli inceleme gerektirirler, ve çözüm yöntemleri de bir o kadar hassastır.
Kabaca, üst göz kapağına yönelik estetik operasyonlar fazla olan cildin alınması ve eğer varsa yağ fıtıklaşmalarının düzeltilmesi şeklindedir. Alt göz kapağında ise problem çoğu zaman yağ dokusunun önünde bariyer görevi gören çeşitli anatomik yapıların zayıflayarak bu zayıf noktalardan torbalanmalar olması şeklindedir. Ayrıca, bahsedilen yağ dokusu miktarının olması gerekenden az ya da fazla olması da mümkündür. Düzeltme operasyonlarında temel amaçlar, yağ dokusunun korunarak fazla olan noktadan eksik olan bölgeye doğru yeniden yayılması ve zayıflayan anatomik bariyerlerin kuvvetlendirilmesidir.
Göz kapağı operasyonları çoğu zaman lokal anesteziyle veya sedasyon adı verilen hafif bir anestezi yöntemiyle yapılır. Yarım saat ile 2 saat arasında değişen operasyon süreleri yapılacak işin detaylarına göre şekillenir. Genellikle hastane yatışı gerektirmeyen göz kapağı operasyonlarından sonra yaklaşık 1 hafta süren göz çevresi morlukları ve şişlikler olağandır. Ancak hasta 3-4 gün içerisinde normal hayatına döner. Göz kapağı cildinin üstün iyileşme kapasitesinden ötürü bu bölgede yara izi problemi de yaşanmaz.
Göz kapağı operasyonları tek başına, veya yüz germe, kaş kaldırma, boyun germe gibi işlemlerle kombine olarak uygulanabilir. İyileşme süreci diğer estetik operasyonlara göre nispeten kısa olup, çoğu hastada 1-2 ay içerisinde beklenen sonuçlar ortaya çıkar.