Logo

Klinik Adresi

Nispetiye Caddesi Bıyıklı Mehmet Paşa Sokak No: 30, 34337, Etiler / İSTANBUL

Telefon

+90 212 257 80 00

Mail

info@metinkerem.com

Klinik Adresi

Nispetiye Caddesi Bıyıklı Mehmet Paşa Sokak No: 30, 34337, Etiler / İSTANBUL

Telefon

+90 212 257 80 00

Mail

info@metinkerem.com

KAPALI BURUN ESTETİĞİ NEDİR?

Kapalı burun estetiği, burun ameliyatında yapılacak cerrahi kesilerin tamamının burun deliklerinin içerisinde kaldığı, dışarıda hiçbir izin veya dikişin olmadığı işlemlere denir.
İnsanlar neden kapalı burun estetiğini tercih ederler?

İnsanlardan kastımız, hastalar mı yoksa hekimler mi diye bir soru daha canlandı aklımızda. Hekim neden tercih ederler diye sorarsak, kapalı burun estetiğinde, dışarıda iz bulunmuyor ve dikişi almak zorunda kalmıyoruz, bir de genel anlamda burnun bir çok yapısı korunduğu için daha az şişme ve morarma oluyor.

Peki bu durumda açık burun estetiğin niye hala tercih ediliyor o zaman?

O da genellikle, ben kendi adıma konuşacak olursam, daha önceden ameliyat olmuş, zor ve bütün alanı gerçekten net bir şekilde görmemiz gereken vakalarda biz de açık burun estetiğini hala tercih edebiliyorum. Ama ilk defa ameliyat olacak olan hastalarda %99 oranında kapalı rinoplasti tekniğini tercih ediyorum. Ayrıca, kapalı rinoplasti ameliyatında bazı ligamentöz yapılar yani burun ucundaki bağlar korunduğu için ameliyattan sonra burun ucu daha hareketli bir halde muhafaza edilmiş oluyor.

Peki bu durumda açık burun estetiğin niye hala tercih ediliyor o zaman?

O da genellikle, ben kendi adıma konuşacak olursam, daha önceden ameliyat olmuş, zor ve bütün alanı gerçekten net bir şekilde görmemiz gereken vakalarda biz de açık burun estetiğini hala tercih edebiliyorum. Ama ilk defa ameliyat olacak olan hastalarda %99 oranında kapalı rinoplasti tekniğini tercih ediyorum. Ayrıca, kapalı rinoplasti ameliyatında bazı ligamentöz yapılar yani burun ucundaki bağlar korunduğu için ameliyattan sonra burun ucu daha hareketli bir halde muhafaza edilmiş oluyor.

KAPALI BURUN ESTETİĞİ NASIL YAPILIR?

 

Öncelikle, kapalı burun estetiği bizim kesinlikle körlemesine yaptığımız bir prosedür değil, bunu unutmayalım, kapalı teknik denilince akıllara bu gelmemeli. Burun deliklerinin içinde, burun deliklerinin iç sınırında yaptığımız kesiler var. Biz burada kliniğimizde, doğurtma tekniğini kullanıyoruz. Yani bütün burun kıkırdaklarını dışarı doğru doğurtup, burun yapısı neredeyse açık rinoplastideki kadar hakim olduğumuzu hissettikten sonra yapılacak işlemleri uyguluyoruz. Hatta, kapalı kesiler, açık rinoplasti kesisine göre daha yüksekte kaldığı için özellikle burnun üst bölümerine daha bile kolay ulaşım sağlanabiliyor.

Peki hastalar neden kapalı teknikle ameliyat olmak istiyorlar?

Çünkü birşeyin açık cerrahisi zaten her durumda kulağa daha korkunç geliyor. Dolayısıyla bir ameliyat tipinin, kapalısı varken açığını çoğu hasta zaten istemiyor. Günümüzde, hasta kitlesi artık çok bilinçli olduğu için, hekimlerin tercih sebebi olarak sunduğumuz durumları onlar da görüyorlar ve öğreniyorlar, o nedenle kapalıya yönelmek istiyorlar.

Peki kapalı burun estetiği sonrasında hastalar nelere dikkat etmeli?

Yani aslında açık burun estetiği ve kapalı burun estetiği arasında bu anlamda açıkçası pek bir fark yok. ikisi için de aynı şeylere dikkat etmeleri gerekiyor. Öncelikle burun ameliyatı olan herkes, şunu kabul etmeli, burun ameliyatından sonra her burun şişer ve morarır. Kimisi az kimisi çok şişer ama, kesinlikle bir miktar şişlik ve morarma olacaktır. Bu noktada, erken dönemde morali yüksek tutmak gerekiyor.

İkincisi burnun özellikle hassas olduğu bir dönem var, ameliyatı takiben ilk 1 ay burun, dışarıdan gelebilecek her türlü darbelere karşı çok hassas, o nedenle özellikle akut süreçte burnu korumamız çok çok önemli.

Bu dönem bilindiği üzere, hepimiz maske takıyoruz. Maskeli olduğumuz her an, maskemizin telinin burnumuza basmayacak şekilde ayarlanması gerekiyor. Yani en azından siperlikler de tercih edilebilir. Çünkü bu durumda hiçbir şekilde burna baskı gelmemiş oluyor.

Bir de şundan bahsedelim, hastaların çok sorduğu diğer bir konu; şu cerraha gittim senin burnuna kapalı olmaz açık olur, ya da açık olmaz kapalı olur dedi, sizin yorumunuz nedir?

Biz özellikle ilk defa burun ameliyatı olacak hastaların, çok büyük bir olasılıkla kapalı burun ameliyatı olmaması için bir neden görmüyoruz. Çok ekstrem durumlar yoksa, bugün artık herşey kapalı teknikle yapılabiliyor. Bazı cerrah kendini açık teknikte daha iyi olduğunu düşünüyor ve daha iyi hissediyor, bazısı kapalı teknikte daha iyi olduğunu düşünüyor. Bizim de aslında bugüne kadar ki tecrübelerimizin çoğunluğu açık rinoplasti üzerineydi ama belli bir noktada kapalı burun ameliyatlarının sonuçlarının ve iyileşme dönemlerinin kalite farkını biz de gözlemledik ve yönümüzü bu tarafa doğru çevirdik. İyiki de çevirmişiz, bugün hastaların özellikle erken dönem burun görüntüsünün kalitesi açık ameliyata göre çok daha iyi. Ama, bu demek değildir ki bütün hastalar muhakkak kapalı teknikle ameliyat olmalılar, böyle birşey söz konusu değil. Her cerrah kendini nasıl rahat hissediyorsa, öyle ilerlemeli. Sonuçta en iyi yapılan burun ameliyatı cerrahın kendini en rahat hissettiği şekilde gerçekleşmeli, bir cerrah burun ameliyatında yapabileceklerini açık teknikle daha rahat elde edebiliyorsa tabiki o tercih edilmelidir.

KAPALI BURUN ESTETİĞİ KAÇ SAAT SÜRER?

Burun ameliyatının zorluğuna göre genellikle 2.5 ila 4 saat arasında sürebiliyor. Tabi bu süreyi etkileyen başka faktörler de var, bazı hastalarda 2.5 saat bile sürmeden bitebiliyor. Mesela,  eğer basit bir ameliyatsa, daha kısa sürebiliyor(örneğin: tipplasti ameliyatları). Ama daha detaylı işler gereken, ya da ciddi kemik eğriliği olan, ya da daha önceden ameliyat olan hastalarda, vücudun başka yerlerinden alınan parçalarla destek sağlanması gerekiyor, bu durum da ameliyat süresini uzatıyor. En kısa yaptığımız ameliyat 20 dakika sürerken, en uzun yaptığımız ameliyat 6 saati bulabiliyor. Mesela kuzey avrupalı ya da sarışın açık tenli ırklarda burun kemiklerinde çok belirgin çıkıntılar olmuyor, o hasta grubunda sadece burun ucuna dokunarak daha kısa sürede işleri bitirebiliyoruz.

Peki en son Türk bir hastaya 20 dakikalık bir müdahalede bulundunuz? ?

Bir hastamız oldu geçen haftalarda ama küçük bir revizyondu. Genel olarak Türk popülasyonunda birazcık daha kemerli burunlara sahip olduğumuz için ortalama 2 saatten kısa olmuyor. Türk hastalarımızda %90 ameliyat 2-3 saat arasında sürüyor.

Peki bu ameliyat kimler için uygundur? Böyle bir kıstas var mı?

Öncelikle hastamız 18 yaşını doldurmuş olmalı, bu ilk kuralımız. İkinci kuralımız biraz daha ruhsal bir kural. Beklentilerimizin ayakları yere basıyor olmalı. Yani şununla çok karşılaşıyoruz maalesef, hastanın hayalinde bir yüz var, sadece burundaki bir takım şeyleri değiştirerek yüzünü ona dönüştebileceğine inanıyor. Ve o burundan beklentisi bütün hayatınını değişmesi. Bu maalesef gerçekdışı bir beklenti ve bu bana göre çok sağlıklı bir beklenti değil. Dünyaca ünlü bir top modelin fotoğrafını bize göstererek böyle bir burun istiyorum diyen herkes aslında öyle bir burun değil, öyle bir yüze sahip olmak istiyor. Ben bugüne kadar hiç çok çirkin ama çok güzel bir buruna sahip birinin fotoğrafının bana gösterildiğini görmedim, hiçbir hasta bana ben böyle bir burun istiyorum demedi. O nedenle beklentilerimizin ayakları yere basması gerekiyor. İstediğimiz şeyin ne olduğunu iyi anlamamız gerekiyor.

Bir diğer konu, bu ameliyat için ruhen hazır olmamız, ve içselleştirmiş olmamız gerekiyor. Bir yandan şu da bizi çok zorlayan bir konu, ben hiç değişmek istemiyorum ama burun ameliyatı olmak istiyorum… Önce gerçeği kendimize itiraf edelim. Değişmek istemiyorsak bir plastik cerrahi kliniğinde ne işimiz var? Değişmek istiyoruz ama o değişimin, makul sınırlarda kalmasını istiyoruz. Bunu açıkça dile getirmekte asla sakıncalı bir durum değil.

Bununla birlikte ben bazı hastalarıma şu soruları yöneltiyorum, çünkü bu ameliyata hazır olduğunu zannedip aslında hazır olmayan hastalar var ve bu durumda çok sıkıntı yaşıyoruz, içselleştirmeden kastettiğimiz bu aslında.

Mesela;

Her aynaya baktığınızda burnunuzun çirkin olduğunu düşünüyor musunuz?
Fotoğraf çekilirken burnunuzun en güzel çıktığı açıdan çekmeye çalışıyor musunuz?
Hatalarını en iyi saklayabileceğiniz şekilde fotoğraflarda çıkmaya çalışıyor musunuz?
Bu soruların hepsinin cevabı evetse, sanırım siz artık ideal bir burun ameliyatı hastasısınız.

Peki şu soruya cevabınız nedir? ; Doktor bey ben bu taraftan çektiğim ‘selfieleri’ beğeniyorum ama diğer açıdan çektiklerimi beğenmiyorum. Bu ameliyatla beraber düzelir mi?

Bu da çok duyduğumuz sorulardan biri. İnsan vücudunun hiçbir yeri %100 simetrik değildir. Ameliyattan sonra da hiçbir zaman %100 simetrik olmayacaktır. Bunu vaadetmek, umut tacirliğinden farksızdır. Tabi ki, çok asimetrik burunlar ortaya çıkacak demiyoruz ama her zaman ufak milimetrik farklar ve küçük asimetriler olacaktır. Kaldı ki, burun %100 simetrik olsa bile burnun üzerine oturduğu zemin simetrik olmazsa eğer siz burnu iki taraftan simetrik göremezsiniz, zaten gerek göğüs ameliyatlarında gerek liposuction yani hangi estetik ameliyattan bahsedersek bahsedelim, simetri peşinde koşmak bizi bir miktar hayalkırıklığına sürükleyebiliyor. Bu tabi ki, bir taraf yerde bir taraf gökte olacak anlamına gelmiyor, elbette ki biz de simetri endişesi duyuyoruz, hatta belki hastalardan bile daha fazla duyuyoruz ama burada simetrinin gelebileceği nokta belli, gerçekçi olmak şart.

Peki burun estetiğini çoğunlukla hangi ameliyatlarla kombine ediyorsunuz? Özellikle, simetriyi yakalamakta ısrarcı olan hastalar için?

Zaten simetriyi yakalamakta ısrarcı olan hastalar genellikle bizim hastalarımız olmuyorlar. ? Bununla birlikte burnun yüzün diğer belirli üniteleriyle bir harmoni içinde olması gerektiğini savunuyorum, bu durumlar için genelde çene protezi tercih edilebiliyor.

Bir de total yüz değişimine gittiğimiz bazı hasta grupları var, bu tabi ki tamamen yüzünüzü komple bambaşka bir yüze çevirmek değil. Bu, yanakları, çeneyi, jawline hattını, boynu, kaşları yani, yüzü genel anlamda tüm oranlarıyla ele alarak, her bir alt ünitede daha çekici hale getirmeyi planlayıp, bunları da birbirine uydurarak bir harmoni yarattığımız ameliyatlar olarak adlandırabiliriz. Bu tarz ameliyatlar şuan bizi en çok heyecanlandıran türler diyebiliriz, çünkü bu durumda burun bu ameliyat kombinasyonunun aslında sadece küçük bir parçası olmuş oluyor. Totalde olan değişim, birbirine paralel öğelerden oluştuğu taktirde, inanılmaz çarpıcı bir görüntüye dönüşüyor ve hem hastayı hem de hekimi hat safhada mutlu ediyor. En mutlu hastalarımız da çeşitli ameliyat kombinasyonları gerçekleştirdiğimiz hastalar oluyor, çünkü yüze bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşılmış ve uyum sağlanmış oluyor.

Bir burun ameliyatını binlerce farklı yerde olabilirsiniz ama plastik cerrahinin en güzel dokunduğu noktalardan biri de sahip olduğu bütünsel yaklaşım özelliği… Amaç sadece burundaki değişikliği görmek değil ve bütünsel olarak nasıl daha iyiye gidebiliriz tarafını sorgulamak ve ona göre aksiyon almak.

Bu durumda ameliyat süresi ne kadar uzuyor?

Ne yapacağımıza göre değişmekle beraber, 7-8 saate kadar uzayabilir. Siz tabi uyuyor olacağınız için aslında bu durum bizim sorunumuz. ? Elbette ki, hızlı davranmaya çalışıyoruz ama ameliyatta bizim için milimetrik durumlar zamandan daha ön planda. Saate çok bakmıyoruz. Burun ucunu biraz daha mı kaldırsak yoksa sağ meme sola göre daha yukarıda mı oldu gibi soruların cevapları bizim için daha önemli. Tabi yaptığımız işi sevdiğimiz için oldukça iyi vakit geçiriyoruz bu süre zarfında. ?

Bu kadar işlemden sonra hastalar peki günlük hayatına ne zaman döner?

Hasta ameliyatın olduğu günün akabininde o geceyi hastanede geçiyor. Soğuk uygulamalar başlıyor. Ertesi gün hastamızı taburcu ediyoruz. Kullanması gereken ilaçlar veriliyor. Sonra ameliyatın üçüncü gününde genellikle her burun ameliyatında kullanılan silikon tamponları alıyoruz. Ve eğer kemikle uğraştıysak, hastanın kemik çatısında değişiklikler yaptıysak, 7. günde de alçısını alıyoruz. Alçısını aldıktan yaklaşık bir hafta daha şişliği kontrol etmek üzere bantlamalar yapıyoruz. Alçıyı aldıktan sonra, hasta günlük hayatına dönebiliyor.

Alınması gereken bir dikiş var mı?
Kapalı burun ameliyatında alınması gereken dikiş olmuyor.

Peki içerideki dikişler ne zaman eriyor?
İçeride 3 farklı dikiş var diyebiliriz. Bir tanesi burnun hiç ulaşamayacağımız noktalarında bulunan,  uzun sürede eriyen burnun kıkırdaklarını biçimlendiren dikişler. Bunların erimesi yaklaşık 3-4 ayı buluyor. Bir de, burnun içine hava yolunun duvarlarında kalan iki dikiş tipi var. Bunlardan bir kısmı 10 günde eriyor, bir kısmı da aşağı yukarı 1 ayda eriyor. Bu dikişler çok derinde oldukları için hastalar zaten dikişleri, ya da eridiğini farketmiyorlar.

Peki son bir soru, burun ucu düşer mi?
Burun ameliyatları heralde plastik cerrahi tarihinde en çok şekil değiştiren ameliyatlardan biri. Zamanın kötü sonuçları bugüne korku olarak sirayet etti. Ve eskiden ilk kapalı vakalarda Josephine tekniğiyle yapılan kapalı ameliyatlarda, burun kanatları yukarı kaldırılırdı ve burun ucu da septuma çok dokunulmadığı için nispeten aşağıda kalırdı. Tabi erken dönemde burun şişken dik ve kalkık göründüğü için çok anlaşılmıyordu ama aradan 6 ay – 1 sene geçip bütün ödem eridikten sonra burun ucu düşük gibi görünüyordu, dolayısıyla hastalar da bunu ‘burun ucum düştü’ gibi algılıyorlardı. Ama tabi bugünkü tekniklerde biz o burun ucunu açılarını bile milim milim ayarladığımız için, böyle birşeye zaten şans vermiyoruz.

Burun ucunun düşmesi daha çok destek kaybından da kaynaklanabiliyor. Burun, belli tekniklerle ve kıkırdakla desteklenirse tabi ki bir problem olmuyor.

Sonuç olarak toparlarsak aslında, iyi nefes alabilen ve ameliyat olduğu anlaşılmayan burunlar bizim için başarılı sonuç aldığımız burunlardır.